Haber

Emekli Astsubaylar Tazminat İsteyerek Ankara’da Toplandı: “Feodalizm Döneminde Değil, 21. Yüzyıldayız. Bu Lale Devri Anlayışı Nereye Kadar Kapsamlıdır?”

Haber: CEYLAN SAĞLAM- Kamera: MEHMET MEHMETLİOĞLU

Emekli astsubaylar, 2001 yılında Kanun Hükmünde Kararname ile astsubaylara verilen ancak kararnamenin süresi dolduğu için artık ödenmeyen, bugün yaklaşık 8 bin liraya denk gelen 10 bin ek göstergenin yansımasını bekliyor. Emekli Astsubay Hareketi İnisiyatif Lideri Levent Ulucan, “Emek bizimdir, ömür boyu nöbet bizimdir. Zimmet bizimdir, astsubaydan Türk Ordusu sorumludur, astsubay astsubaydan sorumludur. subay. Bu çarpık düzen nereye kadar? Kurşunları birlikte atıyoruz, canımızı birbirimize emanet ediyoruz. Ama adil paylaşım söz konusu olduğunda adaletin terazisi her zaman ağır basıyor.” “Size ağır geliyor. Feodalizm çağında değil, 21. yüzyıldayız. Bu lale devri anlayışı nereye kadar?” dedi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Murat Bakan, “Türk Silahlı Kuvvetleri bir aile ise bu ailede subaylar, astsubaylar, uzman çavuşlar ve sözleşmeli erler bulunur. Hepsi aynı seviyede şehittir. Dolayısıyla aynı imkanlara sahip olmaları ve aynı imkanlara sahip olmaları gerekir. hayattayken kişilik hakları bakımından aynı şartlara sahiptirler.” ” söz konusu.

Emekli Astsubaylar İnisiyatif Hareketi üyesi emekli astsubaylar, 2001 yılında Kanun Hükmünde Kararname ile astsubaylara verilen ancak kararnamenin süresi dolduğu için yansıtılmayan 10 bin puanlık göstergenin 8 bin puana eşit olmasını talep ediyor. lirası bugün sigortalarına yansıtılacak ve kendilerine vaat edilen tazminatlar ödenecek.

Emekli astsubaylar taleplerini dile getirmek ve emekli maaşlarını protesto etmek için bugün Ulus Meydanı’nda bir araya geldi. Türkiye’nin dört bir yanından emekli astsubaylar insanca bir yaşam talep etti. Söz konusu eyleme, CHP Milli Savunma Bakanlığı’ndan sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu, CHP İçişleri Bakanlığı’ndan sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Murat Bakan ve İYİ Parti Milli Güvenlik Politikaları Lideri Ali Demir katıldı.

Murat Bakan şunları söyledi:

“TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ BİR AİLE İSE BU AİLEDEKİ MÜSLÜMANLAR, Astsubaylar, UZMAN ÇAVUŞLAR VE SÖZLEŞMELİ ERLER ŞEHİT OLDUĞUNDA BİRDİR”

“9 yıl önce, 2015 yılında bir astsubay oğlu olarak Meclis’e geldim ve iddia ediyorum ki, tarihte en çok soru önergesi, yasa tasarısı teklifi ve bir milletvekilinin astsubaylarla ilgili verdiği meclis konuşmalarını ben yaptım. Cumhuriyet. Meclis kürsüsünde başçavuşun oğlu olduğumu güvenle söyledim ve gurur duyuyorum. Tekrar söylüyorum ‘Ben başçavuşun oğluyum. Ben bir başçavuşun oğluyum ve ben Bir başçavuşun oğlu olmaktan gurur duyuyorum” diye bağırıyorum ve bağırmaya devam edeceğim.

2016 yılında oryantasyonlar yapıldı ancak astsubay oryantasyonu yapılmadı. Bir yıllık sanat okulunu bitirip subay oldu, ardından askeri okullar 1 yıl, 2 yıl, 3 yıl, 4 yıl sürdü ve hepsi uyarlandı. Ancak astsubay yetiştirme okulu, ilkokul ve meslek okuluydu ve bunların uyarlamaları yapılmamıştı. İlk ben geldim, ifade ettim, 2016’da ayarlamalar yapıldı. Ama biz o ayarlamaların 9’a 2’lik başlangıç ​​notları olması gerektiğini söyledik ve bunu mecliste ilk dile getiren de kardeşiniz oldu. Ancak lise mezunu astsubaylara bu yönlendirmeyi vermediler. Yine ayrımcılık yaptılar. Geçen yıl tazminatla ilgili yasa tasarısı sundum. Bu dönem yine hem Emekli Sandığı Kanunu hem de Türk Silahlı Kuvvetleri İş Kanunu ile ilgili mevzuat önerilerinde bulundum.

Türk Silahlı Kuvvetlerinde bir disiplin ve hiyerarşi vardır ve biz de bu hiyerarşiye saygı duyarız. Türk Subay bizim en büyük şanımızdır. Biz zaten bir Türk subayının, Mustafa Kemal Atatürk’ün bir çift mavi gözünün izniyle yola çıkan insanlarız. Ama bizim görüşümüz şu; Türk Silahlı Kuvvetleri bir aile ise subay, astsubay, uzman çavuş ve sözleşmeli er de şehit olduklarında bu ailede birdirler. Hepsi aynı seviyede şehittir. Bu nedenle hayattayken de kişilik hakları açısından aynı fırsatlara ve aynı koşullara sahip olması gerekir.”

AliDemir şunları söyledi:

“HAKLARINIZIN VE ÇIKARLARINIZIN HAK ETTİĞİNİZ ŞEKİLDE DENEYİMİNDE SESİNİZ OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ”

“Açlık sınırı, TÜİK’in geçen hafta açıkladığı düzeltilmiş rakamları ve bizim açıklamalarımız açıklananların iki katı. Maaşları enflasyon karşısında sürekli erozyona uğrayan emekli kesimimizin maaşları yüzde 40’a indirilecek. Yasal düzenlemelerle tam olarak açlık sınırına yakın maaşlar alacaklar, kira ve barınma sorunlarını da çözebilecekler. Memurlardan farklı olarak meşakkatli bir görev yapan bu yoldaşlarımızın öncelikle hakları gerektiği şekilde düzeltilmelidir.

17 Ekim 2023 tarihinde değerli Milletvekilimiz Kürşat Severli aracılığıyla emekli çalışanlarımızın mali haklarının düzeltilmesine yönelik yasa tasarısını sunduk. Daha önce geçen yıl emekli bir silah arkadaşımız millet kürsüsünde konuşma yapmıştı. “Haklarınızın ve çıkarlarınızın hak ettiğiniz şekilde ortaya çıkması konusunda sesiniz olmaya devam edeceğiz.”

Astsubayların taleplerine ilişkin basın açıklaması yapan Emekli Astsubay Hareketi İnisiyatifi Başkanı Levent Ulucan, şunları söyledi:

“Bağımsızlığımızın sembolü olan ay yıldızlı bayrağımızı havada, karada, denizde, her yerde, her zaman, Balkanlarda, Kosova’da, Bosna Hersek’te dalgalandıran misyon astsubaylarına selamlar olsun. Azerbaycan’da, tüm sevdiklerinden uzakta, mavi vatanın korunması için Akdeniz’de ve Ege’de su altında ve su üstünde. 15 Temmuz bir haindir.” Darbe girişiminin ilk kurşununu sıkan ve hiç tereddüt etmeden devleti için canını feda eden Ömer’e selam olsun. Hain ellerin kurduğu bomba düzeneğini yok ederken vücudunun her zerresini bu topraklar için feda eden Astsubay Esma’ya selam olsun. Vatanımızın kutsal emanetini, Atatürk ilke ve inkılâplarını, demokrasiyi korumak için hayatımızı yaşayacağız. Astsubayları bu karlı kışta meydanlara çıkmaya zorlayan zihniyete ve bu zihniyetin sahiplerine bir çift sözümüz var.

“PEYGAMBER CENNETİNİ FAYDA CENNETİNE DÖNÜŞTÜRDÜNÜZ”

Bazıları bizim bir aile olduğumuzu söylüyordu değil mi? Size ballı börek, bize kuru ekmek, bu aile mi? Madem biz bir aileyiz, neden Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde haklarımızın verilmesine engel oluyorsunuz? Neden karşımızda bu şekilde duruyorsun? Bu kör inat, bu anlaşılmaz kıskançlık nereye kadar? Bu ülkenin her karışında kan ve ter var. Bu inkar neden ve ne ölçüde? Her devrimde kendi tazminatınızı aldınız, bombayı onu yok edene değil, imha emrini verene verdiniz. Peygamber evini kazanç kapısı haline getirdiniz. Beni rahatsız eden tek şey herhangi bir tazminat alamamanızdı. Orgeneral olamadığınız için kıdemsizlik adı altında tazminat alıyorsunuz. Bir astsubay için tek bir tazminatın bile fazla olduğunu düşünüyorsunuz, bu düzenlemenin sonsuza kadar süreceğini mi sanıyorsunuz? Adaletin olmadığı yerde barış olmaz, adaletin olmadığı yerde başarı olmaz. Hiyerarşiyle bir sorunumuz yok ama rütbe ve asalet unvanı üstün efendi ve ast köle değildir. Emek bizim, ömür boyu görev bizim. Zimmet bizimdir, Türk Ordusu astsubaylara emanettir. Bu çarpık sistem nereye kadar gidebilir?

Mete Han’a dayanan 2000 yıllık şerefli bir tarihe sahip olan Türkiye Cumhuriyeti Ordusu’nda apolet değil adalet kararı devam etsin. Apoletin gümüşü küçümsemesi. Annelerimizin beyaz sütü gibi helal haklarımızdan mahrum edilmeye daha ne kadar devam edecek?

Hem subaylar hem de astsubaylar sıvasız evlerin çocuklarıdır. Hiç villadan çıkan şehit naaşı gördünüz mü? Sıvasız evlerin çocukları birbirlerinden ayrılmasın, birbirlerine yabancılaşmasın, nereden geldiklerini ve mezara kadar talih birliğini unutmasınlar istiyorum.

“YUMANDAN ÇIKMADAN EMEKLİ OLUN, HER YIL ASKER OLUN, KAMPTA TATİL YAPIN, ORDU EVLERİ BAYLARIN TAAHHÜDÜNDEDİR, HERŞEYİ ANLIYORUZ, Astsubayların LİSANS EĞİTİMLERİNE NEDEN KARŞIYIZ”

Lojmandan çıkmadan emekli olun, her yıl asker olun, kampta tatil yapın, lojman beylerin emrinde, bunların hepsini anlıyoruz ama astsubayların lisans eğitimine neden karşısınız? Endişeniz nedir, endişeniz nedir? Bu dehşet ne kadar sürecek? Birlikte ateş ederiz, kurşunları yeriz, canımızı birbirimize emanet ederiz. Ancak adil paylaşım söz konusu olduğunda adaletin terazisi her zaman sizden yanadır. Feodalizm çağında değil, 21. yüzyıldayız. Lale evresine dair bu anlayış nereye kadar uzanıyor? Geçmişten günümüze siyasi iktidarlara birkaç söz:

Yıllardır devletin en üst kademesinden, başbakanından bakanlarına kadar söz verdiniz, verdiğiniz sözleri unuttunuz. Milli Savunma Bakanı Sayın İsmet Yılmaz Mart 2014, Milli Savunma Bakanı Sayın Fikri Işık 3 Mart 2017, Genelkurmay Başkanı Sayın Hulusi Akar 29 Ekim 2015, Milli Savunma Bakanı Sayın Hulusi Akar 25 Ocak 2019, Milli Savunma Bakanı Savunma Sayın Yaşar Güler 27 Aralık 2013. Sorunlarımızın çözüleceğine inanıyoruz. Buna söz vermiştin. Ama hiçbiriniz sözünü tutmadınız. Biliyorsunuz, görüyor ve kabul ediyorsunuz, yıllardır içimizde kanayan yaralarımız var ama Allah aşkına neden bir söz verip çözmüyorsunuz?

“OY VERMEYİ KİMSE ASİSTAN’IN KAPISINI ÇALMAMALI”

Türk geleneğinde söz namustur. Nerede cesaretiniz, nerede siyasi adaletiniz? Adalet yerini bulana kadar hiç kimse oy vermek için görmezden geldiği astsubayların kapısını çalmamalıdır. Ülkemizi koruyan ve yaşatan meslektaşlarımızın aidiyet duygusu zedelenmesin diye sessiz kaldık, bundan sonra da sessiz kalmayacağız. 1975 ruhuyla meydanlarda olacağız, 1975 ruhu yolumuza ışık tutacak, gerekirse her bedeli ödemeye hazırız. Meslek yeminimizi ölümü göze alarak verdik. “Adalet yerini bulana, sesimiz duyulana ve çabalarımızın karşılığını alana kadar mücadelemiz yasal sınırlar içinde devam edecektir.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu